Malezya Günlükleri: 19 ve 20 Aralık 2019

1. Gün : Perşembe 19 Aralık.

Kajang LRT
Sabahleyin erken saatte sarımsaklı domatesli soğanlı omlet yedik ve sütlü çay içtik. Odamdaki pencereden dışarı bakıyordum ve daha önce görmediğim bir kuşu gördüm ve garip bir şekilde şakıyordu. Adını bilmediğim  bu kuşa bağıran kuş ( screaming bird) adını verdim. Bugün daha dinleniğim ve Lopeena hanımla saat 2’de Tropicana Alışveriş merkezinde buluştuk ve çalışacağım okulla ilgili kendisinden bilgi aldım. Şüheda da geldi ama daha çok konu mankeni gibi yanımda oturdu. Kore yemeği yedim ve armut suyu içtim. Hava yağmurlu idi ve trafiğe takıldık. Her zamanki gibi Demansara-KL yolunu kullandık.  Eve geldim duş aldım ve akşam geç saatte Temerloh’a, Süedanın babasının evine, arabayla gittik. Süeda’nın babası geldiğimizde ışıkları çoktan kapatmıştı. Beni gördü yatağından doğruldu ve tekrar yattı. Evleri iki katlı ve devasa. Oldukça dağınık. Uzun bir antresi var ve mutfak en arkada. Sıcaktan dolayı masanın üstünde böcekler kol geziyor.  Bizim buzdolabına koyduğumuz şeyleri, bu insanlar masada bırakıyorlar. Üst katta büyük bir yatak odası var. Sanırım orayı artık kullanmıyorlar. Orada doğal olarak ben yattım. Malay kültürüne göre evli olmadığımız için Şüheda ile yatmamız uygun değil imiş. Bu gece fazla uyumadım, sebebi ise hala jetlag’ı atlatamamış olmam. Hadi hayırlısı.

Çalışma masam:)

Tabi ki Mango

İnterlink Dil Merkezi, Kajang ilçesi, Malezya
2. Gün : Cuma 20 Aralık

O sabah Şüheda’nın babasının yüksek sesle konuştuğunu keşfettim. Meğer sadece siyasetten konuşuyormuş. Çapati ve Köri sosu yedim ve Teh Tarih içtim.  Midem adeta bayram ediyordu! Annesiyle sofradayken muhabbet ettik. O, bir ilkokul öğretmeni idi. Türkiye hakkında sorular sordu. Kardeşleriyle tanıştım. Küçük kardeşi Singapur’da çalışıyormuş. Babası emekli ve bir Çinliye çok benziyor. Ev dağınık ve bundan kimse rahatsız olmuyor. Ben de alıştım. Sıcak bir hava ve açık bir gökyüzü. Gitme vakti geldi. Kampung Janda Baik ( iyi dul- Burada yaşayan kadanlar hiç evlenmemiş hayatının sonuna kadar ve köye iyi dul adını vermişler. Bu dulların kocaları savaşta ölmüş ve bu kadınların yüzleri ve kalpleri çok güzelmiş) köyüne gittik. Burada Şüheda’nın kız kardeşi ve kocası bizi ağırladı. Nemli bir ormanın içinde, maymun ve kedilerle birlikte yaşıyorlar. Yalnızca sessizlik var. Malezyalılar buralara ‘’ Highlands’’ yani yayla diyorlar. Yüksek olmasına rağmen sıcaklığın halen 25 derecelerde olduğu bir yer burası. Ama şehre nazaran daha az nemli. Kız kardeşi bize Vietnam çayı, pilav ve tavuk veriyor. Daha sonra lime tea dedikleri, bizdeki limona benzer bir çay içiyoruz. Çayın içinde nane de var ve soğuk. C vitamini bakımından zengin bir çay bu. Burada Şüheda bana akupunktur yapıyor ve 1 saat yarı uyku ve uyanıklık halinde yatıyorum. Kalkınca gitme vakti geliyor ve Kuala Lumpurun yolunu tutuyoruz. Bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyor. Yapış yapışız ve uyuyoruz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Temmuz sıcağında üç köy : Cevizli, Ormana ve Hocaköy

Malezya'nın Soyalı atıştırmalığı: TEMPEH

Malezya'nın borazan kuşu: Asya Koeli